Ως μέλος του PEN, της διεθνούς ένωσης συγγραφέων που
υπερασπίζεται την ελευθερία λόγου υπέγραψα για την Τουρκία. Το PEN είναι ενεργό όπου φιμώνεται ο Λόγος
μέχρι και του να φροντίζει τη μετεγκατάσταση συγγραφέων σε συγκεκριμένες
πόλεις του κόσμου που έχουν προσφερθεί να φιλοξενήσουν ανθρώπους που στον τόπο
τους εμποδίζονται να δημιουργήσουν.
Παρακαλώ τους
φίλους, συγγραφείς ή όχι, να συμμετέχουν, η υπογραφή τους θα βρεθεί σε άξια συντροφιά.
[Ζητώ συγγνώμη που δε μετέφρασα από τα αγγλικά. Ακόμα κι η τρελομετάφραση του Google θα αποδώσει το νόημα. Προσθέτω όμως το τούρκικό κείμενο για όποιον ενδιαφέρεται να κοινοποιήσει.]
Υπογράφουμε ΕΔΩ
|
Biz aşağıda imzası bulunanlar; sözcüklere tutkuyla bağlı, sözcüklerle yaşayan, onlarla nefes alan, farklı bir çok ülkenin yazarları olarak; kendini ifade etme özgürlüğünün temel ve evrensel bir hak olduğuna dair olan inancımız doğrultusunda bir araya gelmiş bulunuyoruz. Günümüz Türkiye’sinde ‘sözcüklerin özgürlüğüne’ karşı duyduğumuz kaygıyı dile getirmek ihtiyacı ile beyan ediyoruz ki.
İnsanlar ülkelerin sınırları içerisinde ve dışarısında, yazılı ve sözel olarak sözcükler sayesinde birbirleriyle iletişim kurarlar. Bu yüzdendir ki demokrasinin olduğu kadar, yaratıcılığın, empati ve hoşgörünün de temel ilkesi fikirlerin özgürce paylaşılmasıdır. Geçen seneki Taksim Gezi Parkı protestoları hakkında PEN’in hazırladığı son raporda da görüldüğü üzere; hakaret suçlarından, ana akım medya kuruluşlarının uyguladığı otosansüre, polisin gazetecilere uyguladığı orantısız güce kadar Turkiye kendini özgürce ifade etme konusunda büyük sorunlar yaşamaktadır ki bu da İnternetteki kendini ifade etme özgürlüğü çemberini iyice daraltmaktadır.
Dünya basın özgürlüğü endeksinde, Türkiye toplam 180 ülke içerisinde 154’üncü sırada gelmektedir. Günümüze kadar çevirmenler, editörler, yayımcılar, şairler ve yazarlar suçlu olarak yargılnmakla yüz yüze geldiler, hatta meşru bir şekilde kendilerini ifade etmelerine rağmen; Terörle Mücadele Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ve Türk Ceza Kanununun maddelerinden olan: Hakaret (125. Madde), Dini Değerlere Hakaret (216. Madde), Müstehcenlik (226. Madde), Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Asağılama (301. Madde), Halkı Askerlikten Soğutmak (318. Madde) gibi maddeleri uyarınca hapis cezası ile karşılaştılar.
Geriletici bir hamle olan, yeni internet yasasısının yürürlülüğe girmesiyle Twitter ve YouTube’ın tamamiyle kapatılması, iletişim özgürlüğüne karşı yapılan kabul edilemez bir saldırıdır. Türkiye’nin, 36 milyondan fazla kullanıcı ile Avrupa’nın en genç internet kullanıcı kitlesini oluşturuyor olması gurur vericidir. Bu da Türkiye’yi, İslam dünyasında, küresel olarak interneti en çok kullanan ülkelerden biri haline getirmektedir. Farklı kitleleri birbirine bağlayarak, düşüncelerini ifade etme özgürlüğü sağlayan internet, demokrasiyi destekleyen ve güçlendiren faydalı bir iletişim ağıdır.
Twitter ve YouTube, sınıf, din, etnik köken, politik görüş gözetmeksizin her kullanıcıya tek tek sesini duyurma olanağı veren ifade araçlarıdır. Twitter’ın Türkiye’de 12 milyon kullanıcısı bulunmaktadır ki bu da Türkiye’deki sivil toplumun canlılığının bir kanıtıdır. Türkiye ifade özgürlüğünü meşrulaştırarak savunan; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesince ve Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesince taraf devlet statüsündedir.
Ankara İdare Mahkemesinin Twitter’a erişim engelini durdurma kararını memnuniyetle karşılayıp telekomünikasyon otoritesinden Twitter’a erişimin bir an önce sağlanmasını talep ediyoruz.
Aşağıda imza sahibi olanlar arasında, Türkiye’den olduğu kadar dünyanın ceşitli yerlerinden de yazarlar bulunmaktadır. Aynı dünyayı paylaşan, insanlığın bir parçası olarak, bir diğerinin problemini önemsiyor ve biliyoruz ki hepimiz birbirimize bağlıyız.
Türkiye batının demokratik değerlerini laiklik ve İslam kültürü ile bir araya getiren bir ülkedir. Etrafı düşmanlarla sarılı değildir. İzole olmuş veya içe dönük bir ülke değildir. Uluslararası toplumun bir parçasıdır. Türkiye’nin liderlerinden rıcamız şudur ki demokrasinin temel taşlarından biri olan ifade özgürlüğü konusunda geri adım atmamak, tersine yükümlülüklerini tanıyarak, uluslararası anlaşmalar ışığında Twitter ve YouTube’ın acilen erişime yeniden açılmasıdır. Umarız ki, onlar, eğer bir gün olur da coğulculuğun, çeşitliliğin ve sözcüklerin özgürce kurulduğu bir dünyanın kıymetini anlarlar ve işte o zaman bu güzel ülkenin daha da güçlü ve mutlu olacağının farkına varırlar.
|
αν και δεν ξέρω κατά πόσο βοηθούν τέτοιες υπογραφές , υπέγραψα κι εγω ,έστω να φανεί πως δεν περνούν απαρατήρητες τέτοιες ενέργειες!
ΑπάντησηΔιαγραφήΘέλουν να γίνουν και μέλος στην Ευρώπη!
Καλημέρα!
Oύτε κι εγώ πολυπιστεύω Νάσια μου ότι αλλάζει κάτι με υπογραφές. Όμως το PEN κάνει σοβαρή δουλειά κι από την αδιαφορία κάτι είναι..
ΔιαγραφήΚαλημέρα!
Aman aman o gozlerin
ΑπάντησηΔιαγραφήNe de guzel guldugunde
(Ben Hayatın Mağlubuyum)
Güzel
ΔιαγραφήÇok teşekkürler Σάκη..